AVRUPA’DA YABANCILARA TEPKİ AZALMIYOR

 

Saksonya eyaletinin başkenti Dresden’de 13 Ocak 2015 Salı günü bir Eritre’li sığınmacı bıçaklanarak öldürülmüş. Cesedi evinden uzak olmayan bir sokakta, bir gün sonra bulunmuş. Öldürülen şahsın kapısına ise bir gün önce iki adet Nazi haçı resmedilmiş. Şüphesiz bunu radikal birileri gerçekleştirmiştir. Zavallı Eritre’li, hayatını kurtaracağını zannederek bin bir güçlükle Almanya’ya sığınmıştı.

Dresden Pegida’nın doğduğu yer. Ayın 12’sinde Pazartesi günü 25 bin gösterici yabancıları ve Müslümanları aşağılayan sloganlar atarak protesto yürüyüşü yapmışlardı.

Paris’teki Charlie Hebdo mizah dergisine yapılan saldırı ve toplam 17 masum kişinin öldürülmesi, ayrıca Orta Doğu ve Afrika’da İslami terör örgütlerinin gerçekleştirdikleri kanlı saldırıların haberleri duyulunca, protesto hareketleri daha da arttı. Almanya’nın değişik şehirlerinde Pegida taraftarı 100 bin kişi yürüyüş yaptı, bunun 20 bini Münih’te idi.

Dresden’i diğer Alman şehirlerinden farklı kılan, onun coğrafi konumu ve siyasi kültürüdür.

Komünizm döneminde Doğu Almanya’daki (1945-1989) bu şehre Batı Almanya’nın televizyon yayınları ulaşamazdı. 1989’da ise aynı şehir barışçıl Pazartesi Protestoları ile Komünist rejimin yıkılmasına da destek olmuştu. Diğer ifade ile bugünkü Pegida hareketinin liderleri bu gelenekten gelenler. Dolayısıyla gösterilerinde kullandıkları en yaygın slogan ise “Halk biziz” oluyor.

Pegida destekçileri, başta merkezi sağ partiler ile Liberal Demokratları desteklerken şimdi AfD (Almanya için alternatif) partisine oy veriyorlar. Bu da onların Berlin’in politikalarından memnun olmadıklarının bir göstergesi.

Pegida’nın tezini destekleyen bir hareket de, Merkel’in Davutoğlu ile bu haftaki buluşmasında söylediği sözler oldu. Merkel “Müslümanlar Almanya’nın ayrılmaz bir parçası” demişti. Bu ifade bizleri ve belki de orada yaşayan Türkleri rahatlattı, ancak yabancı düşmanı olan grupların nefretini daha da arttırdı.

Bu arada Belçika’nın Verviers şehrinde iki terör şüphelisi öldürüldü, biri yaralandı. Teröristler polise silahla karşılık göstermişler ve el bombası atmışlar.

Hollanda’nın mühim liman şehri Rotterdam’ın on yıllık belediye başkanı Fas kökenli Ahmed Ebu Talip, radikal İslamcılara kızgınlıkla yaptığı konuşmasında “her kim Batı özgürlüğünden memnun değilse bavulu toplasın” dedi. Onun bu konuşması yalnız Hollanda değil, dış ülkelerde de yankı buldu. Londra belediye başkanı Boris Johnson Telegraph gazetesindeki köşesinde “Ebu Talib benim kahramanım, bu işte mantığın, Voltaire’in sesi” diye yazdı.

Ebu Talip aslında haklı olarak radikallerin ülkelerine dönmelerini istiyor. Zaten bir insan hangi nedenden olursa olsun başka yabancı bir ülkeye göçüyor ve orada kendisine vatandaşlık hakları veriliyorsa, oradaki çoğunluğa bir şekilde uyum sağlamaya çalışmak durumunda. Aksi takdirde dışlamalara, hakaretlere, hatta yurt dışına sürülme gibi ağır cezalara maruz kalıyorlar. Ebu Talip yıllarca bu ülkede yaşayıp, demokrasiden yararlanarak, yüksek bir pozisyona gelmiş bir yabancı ve bir takım radikaller yüzünden bu kadar uğraşarak elde ettiği bu mevkii kaybetmek istemiyor.

İşte aşırılar, dini olsun, ideolojik olsun veya ırksal olsun ancak kendi doğruları olduğunun iddiasındalar ve herkesin bunu kabul etmesini istemekteler. Aksi takdirde Suudi Arabistan’da olduğu üzere internette bir blog kurduğunuz için on yıl hapse ve bin kırbaç cezasına çarptırılırsınız. Raif Bedevi’nin her hafta sırtına vurulacak olan kırbaçlardan sağ kalmanız ise şüphelidir.

 

 

 

Author: Nadir Devlet

Prof. Dr., Türk Dünyası tarihi ve uluslararası ilişkileri uzmanıdır. 20 ve 21. yüzyılda Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk halklarının geçmişi, bugünü, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır.

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This