Diyet yapmak genellikle işe yaramaz, çünkü…

Bugün pazartesi. Diyete başlama günü!

İnsanoğlu binlerce yıllık korkusundan, kıtlık ve açlıktan ölme tehdidinden 20. yüzyılda kurtulmayı becerdi. Bilim ve teknoloji gelişti, gıda bollaştı ve dünyalılar olarak dileğimiz gıdayı dilediğimiz zaman bulma imkanına nihayet kavuştuk.

Ama o da ne?

Şimdi de yemek yasak!

Bunca gıda bolluğu içinde zayıf olmak zorundayız!

Modern toplum öyle mantık dışı standartlar dayatıyor ki, neredeyse hepimiz kendimizi manken gibi görünmek zorunda hissediyoruz. Kilolu insanların güzel, zeki, yetenekli ya da değerli olamayacağı önyargısı, bilinçaltımıza her gün daha da yerleşiyor. Asıl aptallığın, insanları sadece görüntüleriyle değerlendirmek olduğunu unutturarak…

 

Konu sadece psikolojik baskıdan ibaret de değil. Diyet yüzünden sağlığımızı kaybediyor olabilir miyiz?

Amerika Birleşik Devletleri’nde, kız çocuklarının %80’i 10 yaşına gelmeden diyet yapmaya başlamış oluyorlar. Ne yazık ki bizde de durum pek farklı değil.

Nörolog Sandra Aamodt bu doğal ve içten konuşmasında kendi hikâyesinden yola çıkarak beynimizin vücudumuzu nasıl yönettiği konusunda öğretici bir çerçeve çiziyor. Diyet yapmanın işe yaramamakla kalmayıp ne gibi zararlar verdiği konusundaki bilimsel gerçekleri irdeliyor.

Sezgilerimizi kullanarak diyet ve kilo verme konusuna daha az takıntılı bir yaşam sürebilmek için, aklı başında fikirler öne sürüyor.

 

TED için verilen bu konferansın Türkçe altyazılarını Enise Zabitçi tercüme etmiş. Çevirmene şükranlarımızı sunarız.
Kapak görseli

Author: Kılavuz Kirpi

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This