Dünya nüfusunun büyük kısmı sorunlu ülkelerde yaşıyor

 

Gezimize Afrika’dan başlayalım.

Başta Orta Afrika Boynuzu, Güney ve Batı Afrika (Kuzey Afrika’yı Orta Doğu ile birlikte inceleyeceğiz.

Burundi’de önümüzdeki seçimlerle ilgili iktidar ve muhalefet arasında ciddi çatışmalar başladı. Silah da kullanılıyor.

Kamerun’da Nijerya kökenli İslami terör örgütü Boko Haram askerlere saldırı düzenliyor.

Orta Afrika Cumhuriyetinin güney batısında silahlı gurupların çatışması sürüyor ve insanlar öldürülüyor.

Çad’da ise petrol yetersizliği, enflasyon ve işsizlik huzursuzluk yaratıyor. Üniversite hocaları hala grevdeler. Kongo Demokratik Cumhuriyetinde silahlı çatışmalar sürüyor. 7 Aralıkta Kiha’da 37, 8 Aralık 2014 ise Beni’den 30 km. uzaklıkta 13 kişi katledildi.

Kenya’da 2 Aralık’ta el-Şabaab terör gurubu Mandera kasabasında gayrimüslim 36 işçiyi öldürdü. Somali’de de al-Şabaab’ın saldırıları devam ediyor. Aralık ayında 20 üzerinde kişi öldürüldü, 30’dan fazla kişi yaralandı.

Sudan’da hükümet ile isyancılar arasındaki görüşmeler neticesiz sonlanınca, hükümetin tehdit etmesi üzerine ülkede gerginlik tekrar arttı.

Uganda’da bir Şii Müslüman lider suikasta kurban gitti. Bir imam öldürüldü. Gerginlik artıyor.

Gambia’da bir kısım askerlerin darbe teşebbüsü başarısız oldu. Darbeciler 30 Aralık 2014’te Devlet Başkanı Banjul yurtdışında iken başkanlık sarayına saldırmışlardı.

Mali’de de isyancılar ile hükümet arasında görüşmeler üçüncü defa başarısız oldu. Ülkenin güvenliği için Fransız ordusu da Mali’de bulunuyor. Bazı saldırılardan isyancı Ensar ed-Din cihat gurubu sorumluluk üstleniyor.

Nijerya terörün kol gezdiği ülke konumunda. Boko Haram (Yabancılar Haram) örgütünün kuzeydeki saldırıları devam ediyor. Silahlı saldırılar ve intihar komandoları 300 kişinin ölümüne yol açtı. Borno, Yobe, Gombe gibi bölgelerde Boko Haram 190 kişiyi kaçırdı. Komşu Nijer’de esir tutulan 270 kişi ise adı bilinmeyen bir takım askerler tarafından kurtarıldılar. 17 Aralık’ta Nijerya mahkemesi Boko Harama’a karşı savaşmayı reddeden 54 askere idam cezası verdi.

 

 

Asya’ya geldiğimizde ise Çin’in batısında Şincang Uygur Özerk Bölgesinde (Doğu Türkistan) huzursuzluk devam ediyor. Çin mahkemesi Nisan-Mayıs aylarındaki terör saldırılarından sorumlu tutulan 8 Uygur’a idam cezası verdi. 15 Aralıkta bir bıçaklı saldırıda üç kişi yaralandı ve Urumçi kenti yetkilileri toplulukta yüzlerini örtecek şekilde hicap (tesettür) kullanmayı yasakladı.

Afganistan’a huzur gelmedi. Taliban saldırıları devam ediyor. Kabil’de bir Alman vatandaşı ve bir Afganlı gazeteci öldürüldü. Bagramda iki NATO askeri kurban oldu. Birleşmiş Milletler 2013 yılı ile karşılaştırıldığında ölüm olaylarının % 19 artığını bildirdi.

Kaşmir dışında ayrılıkçı Bodo militanları 23 Aralıkta Hindistan’ın kuzeydoğu eyaleti Assam’da 70’ten fazla kişiyi öldürdüler. Saldırılar özellikte bölgeye gelen Adivasi göçmenlerine karşı yöneltiliyor. Hindistan’ın Cammu ve Kaşmir eyaletlerinde 2 ile 20 Aralık 2014 tarihlerinde devam eden seçimler esnasında silahlı şahıslar 21 kişiyi öldürdüler. Diğer yandan Hindistan-Pakistan sınırındaki çatışmada ise 4 Pakistan bir Hindistan askeri öldü.

Pakistan Talibanı (TTP) 16 Aralık’ta Peşaver’de en azından 148 kişiyi öldürdü. Bunların 132’si çocuk idi ve askeri okul öğrencileri idi. Müslüman Taliban lideri çocukları öldürmeye gerekçe olarak, onlar büyüyünce bize karşı savaşacaklardı dedi.

Endonezya’nın Papua adasında 8 Aralıkta Enerotali’de güvenlik güçleri ile protestocu gençler arasındaki çatışmada beş genç öldü, 17’si yaralandı. 10 Aralık’ta ise yaralılardan altı kişi öldü, böylece ölü sayısı 11’e yükseldi.

Myanmar’da ise hükümet ile silahlı etnik isyancılar arasındaki görüşmeler, kesintilere rağmen devam ediyor.

Filipinler’de isyancı İslam gurupları ile hükümet arasındaki barış görüşmeleri devam etmekteyse de, İslamcıların bazı grupları barış anlaşmasına karşı çıkıyorlar. Bangsamoro İslami Özgürlük Savaşçıları bir otobüsü bombaladılar bir başka yerde üç sivilin ölümünden sorumlu tutuluyorlar. Başka bir grup Abu Sayyaf ise bir kaç askeri öldürdü. Kısacası olaylar yatışmıyor.

 

Avrasya‘ya yönelecek olursak;

Kafkasya’ya geldiğimizde ise Dağlık Karabağ sorunu 1994’ten beri çözülmedi. Azeri ve Ermeni askerleri arasında sınır çatışmaları oluyor. 2014’te bir Ermeni helikopteri düşürüldü. Her iki taraftan da 4-5 asker öldürüldü.

Kuzey Kafkasya ise yeniden kaynamaya başladı. 2005 yılından sonra ilk defa olarak 4 Aralık 2014’te Çeçenistan başkenti Grozni’deki çatışmalarda 15 polis, 2 sivil ve 11 militan öldürüldü. 36 polis ise yaralandı. Kabardino-Balkar cumhuriyetinin Başkenti Nalçik’te, Dağıstan cumhuriyetinin başkenti Mahaçkala’da ve İnguş cumhuriyetinde silahlı saldırılar devam ediyor. Dağıstan Kafkas Emirliği IŞİD’in lideri el-Bağdadi’ye bağlılıklarını bildirdi.

Ukrayna’da ise hükümet güçleri ile Moskova’nın desteklediği doğudaki ayrılıkçı Ruslar arasındaki çatışmalarda bugüne kadar 4.500 kişinin öldüğü belirtiliyor. Bu çatışmada henüz bir son gözükmüyor.

 

 

Amerika kıtasına geldiğimizde ise tablo şöyle:

Kolombia’da ayrılıkçı FARC militanları ateşkes ilan ettiler. Hükümet ile görüşmelerin başlaması bekleniyor.

Küba ile ABD’nin arasının 17 Aralık 2014’te normalleşmesi, beklenmeyen bir olay gibi geldi. Bölgeye barış getireceği şüphesiz. ABD’deki Küba kökenliler bu antlaşmadan hiç memnun olmadılar.

 

 

Orta Doğu’ya geldiğimizde ise dikkati çeken gelişmeler aşağıdaki gibi:

İsrail ile Filistin arasındaki gerginlik devam ediyor. Filistin’in BM’e üye olma isteği Güvenlik Konseyi tarafından reddedildi. Böylece bu durum İsrail’e, Filistinlilere karşı yaptırımlarını sürdürme imkânı sağladı. Avrupa Birliği Genel Mahkemesi 17 Aralık’ta Hamas’ı terör örgütü listesinden çıkardı. Bu, Filistinliler için bir zafer sayılabilir. Diğer taraftan İsrail askerleri bir Filistin milletvekilini öldürdüler. İsrail Gazze’ye uçak saldırıları yaptı, çatışmada bir Hamas militanı öldü. Kısacası bölgede barışın olması şu anda mümkün gözükmüyor.

Lübnan’da huzursuzluk hüküm sürüyor. Birçok Suriyeli mülteci dışında, IŞİD en azından 26 güvenlik görevlisini kaçırmış bulunuyor. Sınırda ufak çaplı çatışmalar oluyor.

Suriye’de neyin ne olduğun anlamak gittikçe imkânsızlaşıyor. IŞİD, el-Nusra, el-Kaide, Ahrar el-Şam vb. adlı ayrılıkçı gruplar, hem Suriye resmi güçlerine karşı hem de kendi aralarında savaşıp duruyorlar. Batı basını Kobani efsanesine sıkı sıkıya sarıldı, nerdeyse başka haber çıkmıyor. ABD bir destekliyor, bir çekiliyor. AB Kürtlere silah veriyor, onları IŞİD’e karşı mücadeleye teşvik ediyor. Yanlış hesap Bağdat’a kadar bile varmada dönüyor. Sünni Kürter ise IŞİD yanlısı. Kısacası anlayan beri gelsin. Yalnız Suriye diye bir ülkenin kalmayacağı kesin.

Irak’taki karışıklık devam ediyor. IŞİD, merkezi ve kuzey Irak’taki savaşına devam ediyor. Kürtler ise IŞİD’e karşı başarı kazandıklarını iddia ediyorlar. ABD de 18 Aralık’ta Kürtlerin Yezidileri kurtardığı gün, üç IŞİD liderini öldürdüklerini iddia ettiler. ABD Irak’taki Sünnileri IŞİD’e karşı eğiteceğini bildirdi. Bağdat’ta suikastlar ve saldırılar devam ediyor. En son haberlere göre intihar komandoları IŞİD aleyhtarı 38 Sünni savaşçıyı öldürdü. Burada da geleceğin ne olacağı meçhul. Sonunda Kürtlerin bağımsız devleti mi ortaya çıkar, henüz kesin değil.

Mısır’da da güvenlik tam anlamda yerleşmiş değil. 12 Aralık’ta Kafr el-Şeyh mevkiinde Müslüman Kardeşliği destekçileri polis tarafından öldürüldüler. Sina yarımadasında ortaya çıkan Katibat el-Ravat el-Cihadiye 15 Aralık’ta Ensar Beyt el-Makdis’ten ayrıldığını bildirdi. Polis bu grubun 6 militanını 21 Aralık’ta Nil Deltasında el-Şarkiya mevkiinde öldürmüş. Aralık sonunda ise Kahire ve İskenderiye’de polisle gerçekleşen çatışmalarda iki polis ve iki militan öldüler.

Libya’da ise durum karışıklığını sürdürüyor. Batılıların müdahalesi ile Kaddafi uzaklaştırıldıktan sonra ortaya çıkan kaos sona ermedi. Ülkedeki iki rakip siyasi güç ve onların askeri müttefikleri arasındaki çatışmaların güçlenmesine neden oldu. Bu da yetmedi ülkenin çeşitli yerlerinde yeni cepheler açıldı. Misrata’daki koalisyon savaşçıları, Tripoli’de konuşlanmış olan Libya Şafak koalisyonu, Evlad-ı Süleyman kabilesi Enasar-ı Şeriat 13 Aralık’ta Tobruk’taki parlamentoya saldırdılar.

Böylece Sidra ile Ras Lanuf petrol terminallerini kontrolleri altına aldılar. 26 Aralık’ta çıkan çatışmalarda ise Sidra’da petrol tankları ateş aldı. Tebu ve Tuareg silahşorları Tobruk’taki parlamento ve Libya Şafak hareketi ile de işbirliği yapıyorlar. Kısacası bu ülkenin geleceği de belirsiz.

 

Irak, Libya ve Suriye’de diktatörler yok edildi. Ancak sonuç ne oldu?

İşte burada kafamızdaki değerlerle gerçekler çatışmaya başlıyor. Acaba halkın gerçek oyu olsaydı hangisini tercih ederdi?

 

 

Bu satırlar dünyadaki çatışmaların ancak belli başlılarını içeriyor. Gerisini siz düşünün. En huzurlu ülkelerde de memnuniyetsizlikler ortaya çıkıyor. En son örnek ise müreffeh Almanya’dan. Onu da gelecek yazıda ele alacağız.

 

 

 

Bu yazıda International Crisis Group tarafından yayınlanan rapordan yararlanılmıştır.
Kapak

 

Author: Nadir Devlet

Prof. Dr., Türk Dünyası tarihi ve uluslararası ilişkileri uzmanıdır. 20 ve 21. yüzyılda Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk halklarının geçmişi, bugünü, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır.

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This