Yeni yıl yaklaşıyor. Kutlamalar da…
Yılbaşında içkinize bir dilim limon koyar mısınız? Veya bir dilim portakal? Ya da kadehin kenarında iliştirilmiş bir dilim yeşil limona ne dersiniz? Su, soda, kokteyl, votka, mojito…
Biz bunu yapıyoruz çünkü içtiklerimize bir tazelik tadı veriyor, ancak bu zevkimizin sonuçlarını da düşünmeliyiz. Çünkü kullanılan meyve aslında çok kirli.
Kullanılan turunçgillerde nelerin gizlendiğini düşünün.
2007 yılında Journal of Environmental Health adlı dergide araştırmacılar 21 değişik restorandan içkilere konulan limon dilimlerinden sıyırarak örnekler almışlardı. Takriben %70’inde mikrobiyolojik bir üreme keşfettiler ve bunlar 25 değişik mikrobik organlardı.
Araştırmacılar raporlarında şunları yazmışlardı:
“Araştırmamız esnasında kullandığımız limonlardan aldığımız örneklerde hepsinin vücudun değişik kısımlarında enfektöz hastalıklara yol açması muhtemel olduğunu tespit ettik.”
Lokanta sahipleri limon dilimlerinin patolojik (hasta eden) mikroplar ihtiva ettiğini bilmelidirler.
The Secret Life of Germs (Mikropların Gizli Hayatı) adlı eserin yazarı ve aynı zamanda New York Üniversitesi School of Medicine’da (Tıp Fakültesi) mikrobiyolog ve patolog olarak çalışan Prof. Dr. Philip Tierno, ELLE UK dergisine verdiği mülakatta şu hususlara dikkati çekmişti: “İnsanlar limon dilimini hazırlarken limonu (belki de yıkanmamış elleri ile) elliyorlar, kesiyorlar. Bu kesilmiş dilimleri bir kabın içine koyuyorlar, daha sonra bu limon dilimlerini sizin bardağınız içine atıyorlar veya kenarına tutturuyorlar. Bu aşamalardan geçen limonun nasıl mikroplandığını şimdi siz de anlıyorsunuzdur.”
Tierno bu riske rağmen devamla “şayet barmenin parmağının bardağınıza girdiğini görür veya aynı şahsın bardakları kirli bir bezle sildiğini fark ederseniz, o bardağı hemen geri gönderin” şeklinde bir de tavsiyede bulunuyor.
Kısacası uyarılmış bulunuyorsunuz. Bundan sonrası size kalmış.
İyi eğlenceler.
Kaynak: Yahoo
