Fransa’da İslam adına gerçekleştirilen katliam Avrupa Müslümanlarına çok zarar verecek

7 Ocak 2015 Çarşamba günü Paris’te üç teröristin saldırısı sonucu, ikisi polis on iki kişi öldü, on bir kişi ağır yaralandı.

Bu güpegündüz saldırıyı el-Kaide militanları gerçekleştirdi diye tahmin ediliyor. Saldırganlar otomobile binip, kaçıp kuruldular. Arapça aksan ile Fransızca konuştukları duyuldu. Dolayısıyla Cezayir kökenli olma ihtimalleri de var.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batıyı Müslümanlara saldırı ile suçlayan bildirisinin hemen akabinde böyle bir olay, haklı gerekçeleri bile yok etti.

Almanya’daki İslam karşıtı Pegida hareketi biz bunları tahmin etmiştik diye bu olaydan kendine pay çıkarmasını bildi. Facebook’a yerleştirdikleri yazılarında şu satırlar okunuyor: “Pegida’nın 12 haftadır uyardığı gibi, İslamcıların demokrasi yeteneklerinin olmadığı, tersine güç kullanarak adam öldürerek sonuca varmak istedikleri, bugün Fransa’da kendini gösterdi. Politikacılar bizi tersine inandırmak istiyorlar. Benzer bir trajedinin Almanya’da gerçekleşmesi mi gerekli?” Bu açıdan bakıldığında Avrupa’daki neredeyse büyük çoğunluk bu görüşü destekler duruma gelebilir.

Paris’te karikatüristlere saldırı olduğu gün Nihilist ve Fransız Edebiyatının son rock yıldızı diye nam kazanmış olan Michel Houellebecq’in yeni romanı “Soumission” (boyun eğme) 150 bin baskı ile bu çarşamba, yani saldırı günü piyasalara çıktı şeklinde haber aldık. 17 Ocak’ta Almanca tercümesi de çıkacak. Şimdi bu iki olay arasında bir bağlantı var mı, söylemesi zor.

Romanının konusu ütopik. Hikâye 2022 baharında, Fransa’da geçiyor. Hâkimiyette “İslam kardeşliği” bulunuyor. Sosyalist Hollande ikinci dönem cumhurbaşkanlığından sonra seçim yarışına katılmamış. Sağ ve sol partiler Müslüman partisi ile Marie Le Pen’in milli cephesine karşı birleşmişler ve Elysée Sarayına Muhammed Ben Abbès’i Devlet Başkanı olarak getirmişler. İşte iktidardaki karizmatik lider de laik cumhuriyeti darmadağın ediyor. İslami eğitim, şeriat düzeni ve çok eşliliği yasal hale getiriyor.

Yazara göre, “İslam’dan korkmak bir ırkçılık şekli değil.” Eserinde Fransız halkının korkularını romanlaştırıyor. İslam fobisi, hele de Paris’te Charlie Hebdo dergisi çalışanlara yapılan saldırıdan sonra daha da artıracağa benzer.

Yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı Paris’teki gösteride,

‘yaşasın barış ve Charlie, düşünce özgürlüğü’ sloganları atıldı. Meydanda bulunan cumhuriyet anıtı önünde mum yakan göstericiler ‘Hepimiz Charlie’yiz’ pankartları taşıdı. Polisin geniş güvenlik önlemli aldığı gösteride, özgürlük anıtının etrafı da mumlarla çevrildi.

Mizah dergisine yönelik saldırı Paris’in yanı sıra Fransa’nın birçok şehrinde düzenlenen gösterilerle protesto edildi. Lyon Büyükşehir Belediye Başkanlığı binasının da bulunduğu Place des Terraux meydanında düzenlenen gösteriye 10 bini aşkın insan katıldı. Benzer bir gösteri Berlin’de de gerçekleşti.

Dünyadaki birçok karikatürist Fransız meslektaşlarının anısına çizimler yayınladılar. Die Welt ve Euronews haber sitelerinden derlediğimiz bazılarını sizlerle paylaşıyoruz:

Mizah dergisine yönelik saldırıdan bir gün sonra (8 Ocak 2015) Paris’in güneyinde elinde bir otomatik silah olan bir terörist polise ateş açtı. Polis ve yanında bulunan belediye işçisi ağır yaralandılar. İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve kadın polisin öldüğünü ve teröristin yakalanmadığını söyledi. Devlet Başkanı Hollande’in üç günlük matem ilan etmesi anlaşılan Fransa’da terörü durdurmayacak.

Diğer yandan İspanya’nın tanınmış aktörü Toledo, sosyal medyada paylaştığı mesajlarında “Charlie Hebdo” saldırısının arkasında günde milyonlarca kişiyi öldüren Batının olduğunu savundu. Aktör Willy Toledo mesajında “Siz hiç gürültü çıkartmadan günde milyonlarca kişiyi öldürüyorsunuz, onların bu olaylar karşısında sessiz mi kalacağını düşündünüz?” dedi.

Pentagon ve NATO’nun bombalı saldırılarının ülkeleri bile yok edecek düzeye geldiğine dikkat çeken ünlü aktör, “Bu olaylara karşı eleştirilerimi dile getireceğim, amacım sadece sizin de hafızanızı tazelemektir” açıklaması yaptı. Paris’teki saldırıyı lanetlediğini, şiddetle kınadığını da hatırlatan İspanyol aktör herkesin bu katliam hakkında külahını önüne koyarak iyi düşünmesi gerektiğini ifade etti. Tabii ki bu görüşe İslamcılar can simidi gibi sarılacaklar. Ancak bu söylem Avrupalıların ve Hristiyanların İslam fobisini azaltmaya yarayacak mı?

Almanya’da 60 yıldan beri faaliyette bulunan www.opendoors.de adlı bir araştırma kurumu, 2015 için bir tablo hazırlamış.

Tabloda 100 milyon kadar nüfusun yaşadığı 50 ülkede Hristiyanların çeşitli baskılara maruz kaldıklarını belirterek, bu ülkelerin adlarını vermiş. İlk 10’a Kuzey Kore, Somali, Irak, Suriye, Afganistan, Sudan, İran, Pakistan, Eritre ve Nijerya giriyor. Bir ikisi hariç hepsi Müslüman veya Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler. Türkiye ise bu sıralamada kırk birinci.

Avrupa’da Müslümanlara gösterilen toleransın sona erme tehlikesi başgöstermeye başladı.

Müslümanlar yalnız başka dinlerdekilere değil, kendi dindaşlarına da saldırıyorlar, tehlikeli unsurlar olarak yorumlanma ile karşı karşıya kalmış bulunuyorlar.

Bu haftada Yemenli güvenlik yetkilileri, başkent Sanaa’daki polis akademisinin önünde düzenlenen bombalı araç saldırısında 30 kişinin öldüğünü, 40 kişinin yaralandığını açıkladı. Henüz saldırıyı üstlenen olmadı.

Avrupa’da yaşayan bir Müslüman, bu olaylardan sonra iş yerinde, okulda, alışveriş ettiği yerde ve hatta sokakta, en azından ters bakışlara maruz kalmayacak mı? Azınlık olmanı acısını hissetmeyecek mi?

Sayın Başbakan Davutoğlu Paris’teki olayı kınadı ve teröre karşıyız dedi. Ancak bu nevi resmi bilidirler Avrupa halklarını sakinleştirecek gibi görünmüyor.

Türkiye aynı zamanda İslam’ın bekçiliği rolünü de üstlendiğinden diğer milletlere mensup Müslümanlardan ayrı tutulmayacaklar.

Kısacası bir kaç terörist çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan dost, akraba, hemşeri ve din kardeşlerimizin huzurunu ve hatta güvenliklerini tehlike altına atmış bulunuyor. Aklıselim politika ve uygulamalara acilen başlamak gerekir. Yoksa nahoş haberler almaya hazır olmalıyız.

Author: Nadir Devlet

Prof. Dr., Türk Dünyası tarihi ve uluslararası ilişkileri uzmanıdır. 20 ve 21. yüzyılda Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk halklarının geçmişi, bugünü, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır.

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This