Birleşmiş Milletler’de bir ay kadar önce Filistin Devletinin bayrağının göndere çekilmesi ile BM binası önünde 195 bayrak sallanmaya başladı.
Dünyada bağımsızlık arzulayan hayli halk ve ülke var. Çoğu kolonyal hâkimiyetlerin boyunduruğu altına girerek bağımsızlıklarını kaybetmişler. Siyasi ortam yumuşadıkça, insani ve demokratik haklar gündeme geldikçe, uluslararası toplantılarda “kendi kaderini belirleme hakkı” üzerine konuşuldukça bağımsızlık talepleri de su yüzüne çıkmaya başladı.
Bu gibi ülkeler UNPO (Unpresented Nations and Peoples Organization) Temsil Edilmeyen Ulus ve Halklar Örgütünde temsil ediliyorlar. Bu örgüt aynı zamanda BM’de temsil ediliyor. Örgütün bağımsızlık mücadelesinde güç kullanmamak gibi tek şartı var.
Son elli yılın tecrübesinden dünyada nüfusça ve arazi açısından büyük ülkelerin yönetimin gittikçe zorlaştığı görülüyor. İç savaşlar çıkıyor, insanlar mülteci olarak sefil oluyorlar, mal-mülklerini ve hatta hayatlarını kaybediyorlar. Diğer yandan nüfusları az Hollanda, Norveç, İsveç, Finlandiya gibi ülkelerin huzur ve bolluk içinde yaşadıklarını görüyoruz. Şüphesiz bu ülkelerde de azınlıklar var, ancak kaldırabilecekleri kadarını barındırıyorlar.
Son 20 yılda Avrupa’da Yugoslavya kanlı bir şekilde parçalandı ve ortaya altı küçük cumhuriyet çıktı. Çekoslovakya bölündü, Çek ve Slovak cumhuriyetleri ortaya çıktı. Bunların bölünmesi kansız oldu. Belçika ise Flaman ve Valon’lar arasında ayrışma sancısı çekiyor. Büyük Britanya’da özerk İskoçya bağımsızlık için referandum yaptı. Ancak Londra’nın hilekâr politikası ile kaybetti.
En son örnek ise bağımsızlığa her geçen gün bir adım yaklaşan Katalanlar oldu.
İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri olan, başkenti Barcelona ile dünya çapında tanınan Katalonya ’da 26 Eylül’de seçimlere gitti. Çoğunluğu elde etmeleri halinde 18 ay içinde bağımsızlık ilanı vaat etmiş ayrılıkçılar, sandık başı anketlerine göre özerk bölge parlamentosunda mutlak çoğunluğu sağladı. İspanya’nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde yapılan parlamento seçiminde zafer, bağımsızlık yanlısı partilerin oldu. 5,5 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, ayrılıkçı partilerin bağımsızlık yanlısı referandum talebi nedeniyle tarihi önemdeki seçimlere katılım yüksek oldu. Seçmenin yüzde 78’inin sandığa gittiği seçimlerde, katılım rekoru kırıldı.
Katalonya Özerk Bölgesi’nin lideri Artur Mas, “Katalanlar bağımsızlığa evet dedi” açıklaması yaptı. İspanya’ya bağlı Katalonya Özerk Bölgesi’nde genel seçimini bağımsızlık yanlıları kazandı. İlk sonuçlara göre Katalonya’da bağımsızlık yanlısı partiler 135 sandalyeli mecliste 72 sandalye alarak mutlak çoğunluğu elde etti.
Her ne kadar bu bir referandum değilse de, ayrılıkçıların bölgeye hâkim olduklarının ve halkın çoğunluğunun desteklediği göstergesi. Katalonya, ardından er veya geç İskoçya bunu takip ederek Basklar ile Galliler (Welsh) ve bir takım başkalar da bağımsız olursa, Avrupa Birliği düşüncesi hayli büyük bir darbe alacaktır. Avrupa Birliği fakir fukaranın girmek istediği bir kulübe dönüşecektir. Bağımsızlık kazanan ülkeler Euro’dan da, ekonomik işbirliğinden de kolayca vazgeçebileceklerdir.
Küreselleşme adıyla gerçekleştirilen insafsız kapitalizm mal bolluğu getirerek başta insanları mutlu etmiş, ama şimdi artık işsizlik batağına düşmeye başlayınca, zenginlerin ve devletin köleliğinden kurtulmanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bağımsızlık hareketleri de bu yeni arayışın bir sonucudur. Ancak her yerde hâkimiyeti ele geçirme mücadelesi Avrupa ülkelerindeki gibi sakin ve kanun çerçevesinde olmamaktadır. Bunu da unutmayalım.
