KIRIM TATARLARI ANKARA’DA TOPLANDI

 

 

Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti, orada yaşayan çoğunluk Rusların desteği ile tam bir buçuk yıl önce, 27 Şubat 2014’te Rusya Federasyonu tarafından ilhak edilmişti.

 

Moskova’nın uluslararası kuralları ihlal eden bu davranışı ve Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıları silah ve diğer malzemelerle desteklemesi, NATO, AB ve diğer bazı ülkeler tarafından kınandı. Rusya’ya ekonomik ambargo uygulanmaya başlandı. Ancak Putin “Nuh dedi, peygamber demedi”.

 

Türkiye de Rusya’yı kınayanlar safında yer aldı. Dolayısıyla Kırım Tatarlarını destekler pozisyona geçti. Ve Ankara’da 31 Temmuz – 2 Ağustos 2015 Cumartesi-Pazar günlerinde takriben 500-600 kişinin katılımı ile adı geçen kongre gerçekleştirildi. İlki 2009’da Kırım’ın Akmescit (Simferopol) kentinde yapılan bu Dünya Tatarları Kongresinin ikincisi, Türkiye’nin başta siyasi ve maddi desteği ile gerçekleşti.

 

Siyasi destek diyoruz, çünkü Moskova bu kongrenin yapılmaması için çeşitli baskılar uyguladı. Sayın Cumhurbaşkanının bu kongreye katılmaması için uyarılarda bulundu. Cidden de Cumhurbaşkanı açılışa katılmadı. Ancak o ve Başbakan kongreye birer mesaj yolladılar. Bu mesajlarda ilhakı tanımadıklarını yinelediler. Kendileri katılmadı ama hükümeti, meclisi ve muhalefeti temsil eden şahıslar birer konuşma ile Rusya’yı kınadılar.

 

Buna ek olarak Ukrayna Dışişleri Bakanı da Kongrenin açılışında bir konuşma yaptı ve Türkiye’ye bu tutumundan dolayı teşekkürlerini sundu. Gerçi Ukrain Bakan farkına varmadan imamın kâfirleri lanetlediği duaya avuç da açtı. Anlaşılan yanındakiler uyarmayı ihmal ettiler…

 

Protokol konuşmalarını resmi olarak tanınmayan ancak tolöre edilen,  şimdi Rusya’nın işgalinden sonra kapatılmış bulunan Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov yaptı.

 

Sonra sırasıyla MHP Genel Başkan yardımcısı Ruhsar Demirel, CHP genel Başkan yardımcısı Murat Özçelik, TBMM Başkanvekili Naci Bostancı ve Ukrayna Dışişleri Bakanı hayli genç Pavlo Klimkin birer konuşma yaptılar.

 

Klimkin uzun konuşmasında başta Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun mektubunu okudu. O mektupta Kırım Tatarlarının manevi lideri Mustafa Cemilev (buradakiler Kırımoğlu diyor) ve meclis Başkanı Refat Çubarov’un Ukrayna Yüksek Meclisinde milletvekili olduğu vurgulanıyordu. Hangi kanun çerçevesinde, hangi seçim sonucunda milletvekili yapıldıklarının anlaşılması zor. Belli ki oralarda kendine has bir demokrasi işleyişi var. Mektubun devamında ise Kırım tekrar Ukrayna’nın olunca burada Kırım Tatar Özerk Cumhuriyeti kurmayı planladıkları ifade edildi. Salondaki hemen herkes bu buz üzerine yazılmış vaadi hararetle alkışladı. Dışişleri Bakanı ise devamla “Ukrayna ile Kırım birbirinden ayrılmayacaktır” diye hamasi sözler söyledi ve salon bu sözleri de alkışladı. Buradan “Rus boyunduruğu değil de, Ukrayna boyunduruğu altında yaşamak evlâdır” şeklinde bir netice çıkarmak mümkün. Psikologların dediğine göre uzun müddet esir yaşayanlarda kendilerini esir edenlere karşı bir muhabbet doğuyormuş.

 

 

Doğrusunu söylemek gerekirse Kırım’daki Tatar halkı, bu ikinci Rus işgalinden sonra baskılara dayanamayarak kaçmaya başlamış. Bu durumda bağımsızlık hayalleri peşinde koşmak mümkün değil. Aslında Kırım Tatarları 1783’te Rusların ilk işgali döneminden başlayarak davayı kaybettiler. Yüz binlercesi ülkeyi terk etti. Neticede Kırım Tatarları kendi ülkelerinde azınlık haline düştüler. Bu arada Mayıs 1944’te, Stalin’in emriyle sürgüne uğradılar. Ancak 1980’lerde bir kısmı geri dönebildi.

 

Kongrede Türkiye tarafından son konuşmayı Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş yaptı. “Biz Türkiye olarak bu ilhakı tanımadık ve tanımayacağız” dedi ve şöyle devam etti: “Son çeyrek asırda dünyada türbülans çok arttı. Savaşlar ve iç savaşlar hemen her yerde patlak verdi. Her yerde kan akıyor. Barışın tesisi gittikçe zorlaşıyor. Birleşmiş Milletler Örgütü Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi var. Bunlardan biri bir konuyu veto ederse, hiçbir şey yapılamıyor. Rusya Kırım’ı işgal etti, BMÖ eli kolu bağlı, olayları izlemekle yetindi. Türkiye uluslararası alanda bu sistemin değişmesini yıllardır talep ediyor.”

 

Protokolden kapanış konuşmasını ise Mustafa Cemilev (Abdülcemil Kırımoğlu) yaptı. Dünyanın birçok yerinde Kırım meselesi gündeme geldiğinde, Rusların argümanlarının tekrarlandığını söyledi. Kongrenin Rus propagandasının hatalarını faş etmek üzere çalışması gerektiğini belirtti. Ayrıca “biz de Müslümanız ancak İslam Dünyasından gerekli desteği görmüyoruz” diye şikâyet etti.

 

***

 

Bu kongreden sonra ne gibi değişiklikler olur meselesine gelirsek, özetle şunları söyleyebiliriz: Her şey uluslararası gelişmelere bağlı olacaktır. Diasporadan (Kırım dışındakilerden) bugüne kadar ne kadar destek olduysa, ancak o kadar destek beklenebilir. Örnek vermek gerekirse, Türkiye’den Kırım’a ziyarete gidenler Kurban bayramlarında kurban kesmekle iktifa ederler. Bu artık dini vecibe olarak mı, hemşerilere yardım olarak mı, işte yaptım diye vicdanı rahatlatmak için mi yapılır, bilinmez.

Tek bir ümit, kendilerini destekleyen devletlerin desteklerini sürdürmeleri ve artırmaları olabilir. Çok vaatlerde bulunan Ukrayna kendini kurtarmaktan aciz durumdadır. Türkiye ise ekonomik açıdan, bilhassa doğalgaz ithali konusunda Rusya’ya muhtaç durumdadır. Ayrıca henüz bir hükümet kurulmuş da değildir. Demek reel politik şartlar Kırım Tatarların yanında olmanın kolay olmadığını göstermektedir. Tek bir somut sonuç olarak, Kongrenin Kırım Tatarlarına yeni bir mücadele gücü vermesini temenni etmek kalıyor.

 

 

 

Author: Nadir Devlet

Prof. Dr., Türk Dünyası tarihi ve uluslararası ilişkileri uzmanıdır. 20 ve 21. yüzyılda Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk halklarının geçmişi, bugünü, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır.

Share This Post On

Trackbacks/Pingbacks

  1. Nadir Devlet’ten DQTK Hakkında Değerlendirme | TURKASI - […]  DEVAMI İÇİN http://kilavuzkirpi.com/kirim-tatarlari-ankarada-toplandi/ […]

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This