KİTAPSIZLAR

 

Kitaplar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Kitap okumasak sıkıntıdan patlardık.

Dünyayı, hayatı, tarihi, başka kültürleri, dilleri, âdetleri, inanışları, insanları, aşkları, savaşları, bilgece sözleri, yüce fikirleri, kahramanlıkları, yenilgileri, zalimleri, mazlumları, hayal bile edemediğimiz uzayı, uzaylıları, sinemayı, sanatı, büyük sporcuların hayatını, hatta yemek tariflerini, sağlıklı beslenme yöntemlerini ve daha neleri kitaplardan öğreniriz.

Kitaplar bize geniş bir ufuk, güzel bir yürek ve bilge bir zihin armağan eder.

Değil mi?

 

Yani, en azından ben öyle biliyorum.

Biliyordum…

Merak ettim, internetteki gayrımenkul sitelerinden birinde, kişisel kitaplıkların izini sürdüm. Amacım “seçkin kitaplıklar” ya da “ev içi hazineleri” gibi şatafatlı bir yazı hazırlamaktı.

Bu yüzden özellikle en patron, en CEO, en muktedir, en executive evlerin içine baktım. Bu siteler olmasa zaten, milyarderlerin nasıl yerlerde yaşadığını nerden bileceğiz…

İstanbul’da bulunan, içinde mülk sahibinin oturduğu bildirilmiş, satılık villaları inceledim. Hani ömür boyu bütün maaşlarımızı biriktirsek bir odasını alamayacağımız türden fiyatları olan, çılgın villalar bahsettiklerim.

 

Fakat fena halde duvara tosladım: Evlerin hiç birinde tek bir kitap yoktu. Meğer zenginler kitapsızmış. En azından saray yavrusunu satılığa çıkaran bazıları…

Evlerinde jakuzileri, cam tuğladan duvarları, yüzme havuzları, ikişer salon, beşer altışar oda, ortalama bir apartman dairesi büyüklüğünde mutfak, yerden tavana yükselen abidevi gardırop odaları, araba şeklinde yataklar, simli duvar kâğıtları, şömineleri ve daha nice uçuk, azametli “şey”leri olan bu insanların 1 tane bile kitabı yok!

 

Salonda kitaplığı yok, çalışma (!) odasında kitaplığı yok, yatak odasında iki raf kitabı yok, mutfağında iki yemek kitabı bile yok!

Ne yer ne içer bu insanlar?

Ne konuşur?

Hep aynı kısır muhabbetlerden, dedikodudan ve daracık düşünce dairesinden nasıl daralmaz, nasıl delirmez?

Durmadan televizyon mu izler? Akşam maaile oturup o aptal yarışma programlarını, sersem sepet dizileri mi izler?

 

 

Doğrusu bu keşifle epey sarsıldım.

Meğer kitapsızlar zenginmiş, zenginler kitapsızmış, hepimiz boşa okumuşuz, kâğıt ya para olurmuş ya kitap, birini seçene öteki denk gelmezmiş, falan filan…

Ama yok. O kadar da değil.

Gelin biz bu yüksek (!) sınıfa mensup varsılların e-kitap cihazlarında binlerce eseri barındırdığını, sırf bu yüzden basılı kitaba veda ettiğini düşünmeyi seçelim.

Yani… Öyledir, değil mi?

 

Buyurun.

Kitapsız malikâneler ve satış fiyatları…

 

 

Son sözü büyük düşünür Cicero‘ya verelim. Milattan  önce 1. yüzyılda dünyanın en pahalı evi kimindi, bilmiyoruz. Ama Cicero bize kendini bildiriyor:

kitapsizlar_9
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn
Kitapsız bir oda, ruhsuz bir bedene benzer.

 

 

Author: Beril Cansever Devlet

[yazar] [ara sıra çevirmen] [çeyrek asırdır eğitimci]

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This