Tohumu Kontrol Eden İnsanı Kontrol Eder

“Yağmur; damla damla yağar ve damlalar okyanusları oluşturur.”

1. Yakın bir gelecekte; çokuluslu tekelci ülkelerin / firmaların “Tohumu Kontrol Eden İnsanı da Kontrol Eder” düşüncesiyle hareket eden tekelleşme politikaları sonucu tüm dünyayı yönetme sevdasıyla yerel tohumlar yok olacaktır.

Artık kendi topraklarımıza uygun tohum bulmak zorlaşacağı gibi, topraklarımız değiş

ik yollarla ve sistematik olarak zehirlenecektir. Tekelci ülkelerin tohum tüccarları, değişik yollarla ülkemizdeki yerel tohumculuğu kısa vadede destekler görünürken, uzun vadede yerel tohumculuğu yok etmenin peşinde koşmaktadırlar. Bunu kendi yönetimlerindeki başta yerel tohumculuk mantığını destekler görünen değişik kurumlar ve oluşumlar aracılığıyla yapmaktadırlar. 

Ancak gerçek amaçlarını gizlemişlerdir.

2. Benzer şekilde yakın bir zamanda, dünya üzerinde enerji yok olacak, teknoloji sıfırlanacak ve gerek teknolojik aletler ve gerekse kimyasal üretimler bitecektir. Tabii tüm üretimler sona erecektir.

Bu şartlarda insanoğlu yaşamak için tekrar klasik, doğal, tarımsal üretime geri dönecektir. Traktörün olmadığı devirlerdeki gibi tarlayı ya eşek veya atla sürecek ve kendisi çapalayacaktır. En basit şeker gübresini bile bulmaktan uzakta, sadece odun külü, evsel artıklar veya hayvan gübresi kullanacaktır.

 

3. Doğada toplu yok oluş ve imhalara karşı, son yıllarda giderek kurulması yoğunlaşan ve sayılarının kimilerine göre 100 ve kimilerine göre 1400’e ulaştığı söylenen Tohum Gen Bankaları ise, (kim bilir) kurulduğu yer itibariyle yok olacak, Norveç’teki buzdağları küresel sıcaklıktan dolayı eriyecek ve kaynayacaktır. Veya bu bölgeye bir göktaşı düşecek ve yok olacaktır. Veya kutupların yer değiştirmesi nedeniyle ekvator bölgesine kayma olacaktır. Tahrip veya yok oluşla ilgili senaryolar çoğaltılabilir. Benzer şekilde tüm tohum bankaları zaman içerisinde enerji yokluğundan, teknolojik yetersizliğinden yok olmaya mahkumdur.

Ankara’daki Türkiye Tohum Gen Bankası, kim bilir belki de bir depremle yerin altına geçecektir.

Ayrıca mevcut Tohum Gen Bankalarındaki tohumların belirli süreçlerde yeniden ekilmesi gerekmektedir. Kaldı ki tarımdan çok uzak olan Norveç gibi bir ülkede acaba tohumlar nerede ekilebilecektir?

 

4. Tüm bunların toplu olarak değerlendirilmesinde; gerek doğasal olarak korunma, gerek yerel tohumların korunması ve gerekse gelecekte hiçbir teknoloji ve enerjinin kalmayacağından hareketle tohumları gen bankalarında saklamanın yanında toprağa ekili bir durumda saklamak da bir çözüm yoludur.

 

Buradan elde edilen tohumların bir kısmı da uygun ortamlarda saklanmaya çalışılacaktır. Bu amaçla insanların kullandığı / kullanabileceği her türlü meyve ve sebze ile hayvan yemlerinin ekili halde bulundurulması için tohum gen bankası benzeri Geleceğin Tohum Bahçesi (GETOB)’ni oluşturmaya çalışıyorum; günümüz anlamında tohum koleksiyonu deniliyor. Bir amatör olarak zira ben ne ziraat mühendisiyim ve ne de ziraat kökenli biriyim…

 

5. Geleceğin Tohum Bahçesi (GETOB)’nin oluşturulmasındaki amaçlar ve gerekçeler yukarıda anlatılmaya çalışılmıştır. Tüm bunların ötesinde, genetiği değiştirilmiş tohumlar, hibrit tohumlar vb. türevde oluşturulacak tohum vermeyen üretimlere bir çözüm yolu yaratmaktır.

Mevcut tohum gen bankalarının (tohumlar, soğutuculu kasalarda belirli ısılarda muhafaza edilmekte ve ekimleri az miktarda düşünülmüştür), tahrip olmasının yanında (11 Mart 2011 Japonya depreminde çok sağlam yapılan nükleer santrallerde de çatlama olmuş ve hali hazırda kullanılamaz durumdadır).

Benim veya benim gibilerin ekecek olduğumuz araziler de yok olabilir. Ancak bu bahçelerin çoğalması sonucunda bazıları tamamen ve/veya bazıları kısmen kurtulabilir.

Öte yandan; GETOB’lardan elde edilecek ürünlerin / tohumların bir kısmını uygun ortamda saklayabilirsek (mağaralar, mezarlar ve evlerin bodrumları dahil), bizden sonraki nesillere günümüz şartlarına uygun yerel, bozulmamış, GDO’suz, hibritsiz, kimyasal işlemsiz tohumları aktarabiliriz.

Diğer taraftan, kurulu ve kurulmakta olan Tohum Gen Bankaları’nın gerçek sahipleri hep gizlenmiştir. Gerçek finansörlerinin gizli planlarını bilmekten uzağız. Belki de dünyadaki tüm tohumları toplayıp genlerini alacaklar, genleriyle oynayıp diğer tohumların yanına koyacaklar ve yerel tohumları yok etme savaşına girecektir.

 

6. Yapılan inceleme ve araştırmalarda tespit edilen bir nokta da yerleşik hayata geçen insanların; insanlık tarihinde hayatta kalabilmenin temel bir kuralı gelecek mevsim için tohum saklamak olmuştur. Bu düşünceden hareketle, bir sonraki yıl ekeceğimiz ürünler için tohum üretmek ve muhafaza etmek zorundayız. Bizler, bizden önceki nesillerin emaneti olan tohumlarla büyüdük ve bu emanetleri bizden sonraya bırakmak zorundayız.

 

7. Ayrıca, Geleceğin Tohum Bahçesi (GETOB) benzeri bahçeleri oluşturmaya hep birlikte başlayalım. Bahçelerinize istediğiniz ürünleri ekmek için seçimde herkes serbesttir. Ancak bir noktayı unutmamak gerekir: Anadolu’daki kazılardan elde edilen bilgiler ışığında Anadolu insanlarının ilk tohum yiyeceği arpa ve darıdır (Amerika’da darı, Hindistan’da pirinç gibi).

Bu yazıları okuyanların, bahçesi olanlarından hiç birinin -ticari olarak hariç- arpa ektiğini düşünemiyorum. Bana ve bizlere katılmayı düşünüyorsanız veya düşüncemizi uygulamaya karar verirseniz, lütfen ilk ürün olarak ARPA ve DARI ile Nuh Peygamberden emanet olan ZEYTİN ekmeyi unutmayınız.

ARPA ve DARI ile ZEYTİNin bahçelerimize ekilişini de Geleceğin Tohum Bahçesi (GETOB)’nin bir nişan olarak kabul edelim. Özellikle bu üç ürünü sürekli ekelim ve canlı tutalım.

Author: Ali Özırmak

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This