UTANÇ VERİCİ BİR AFGAN GELENEĞİ: OĞLAN OYUNU

 

İngiltere’nin Daily Mail gazetesinde geçtiğimiz Ocak ayında çıkan bir haberde, Afganistan’ın gizli ve sapık yüzü ile karşılaştım.

Karşılaşmaz olaydım…

Bir yıl önce “23 Nisan yaklaşırken bu konu gündemde olacak” deseler inanmazdım. Ama öyle.

 

Konu pedofili.

Aşağıdaki metni doğrudan haberden tercüme ettim. Amacım, çocuk istismarına göz yummanın bir toplumu ne kadar karanlık bir çukura düşürebileceğini, İngilizce bilmeyen okura göstermek.

 

***

 

Küçük yaştaki erkek çocuklarının kaçırılarak ya da satılarak sübyancıların eline düşmesi, sistemli olarak istismar edilmesi ve dansözlük öğretilerek çalıştırılması, dindarlığı ile bilinen Müslüman Afganistan’da yüzyıllara uzanan bir gelenek.

Afgan dilindeki adı bacha bazi yani oğlan oyunu olan bu iç bulandırıcı gelenek, gazetenin haberinde şöyle anlatılıyor:

Görüntüde kadın kılığına bürünmüş genç erkeklerin danslarıyla yaşlı başka erkekleri eğlendirmesi gibi görünen bu gelenek, Afgan hükümetleri tarafından görmezden geliniyor. Gerçekte seks köleliğinin de ötesinde bir gelenekten bahsetmek gerek: 10 yaşlarında erkek çocuklarının yetişkin erkeklerin cinsel tatmini için kullanmasından…

 

Şükür, ailesinden kaçırıldığında 12 yaşındaymış. Kunduz kentine götürülerek esir tutulan Şükür, burada zengin ve güçlü adamları eğlendirmek üzere dansözlük öğrenmeye zorlanmış. Adamların elinden kaçması beş yılını almış. 17 yaşından beri özgür. Şimdi orada öğrendiği dansözlük ile geçimini sağlıyor. Şükür, (ölmediği/öldürülmediği için) bir çoklarından daha şanslı…

 

Şükür alttaki fotoğrafta 21 yaşında.

 

shukur1
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

 

Yoksulluğun çaresiz bıraktığı Afgan aileler, küçük yaştaki oğullarını (bilerek ya da bilmeyerek) bu çocukları devşiren ve eğiten adamlara veriyor. Çoğu defa eğitim ve iş vaadiyle ailelerinden alınan çocuklar bu “oğlan oyunu” için yetiştiriliyor. “Oğlan oyunu” sadece dansözlükten ibaret değil. Çocuklar tecavüz, istismar ve şiddete maruz kalıyor.

 

2014’te Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu adına geniş çaplı bir araştırma gerçekleştiren Dr. Soraya Sobhrang, “oğlan oyunu” geleneğini utanç verici olarak niteliyor: “Bu gelenek başka herhangi ülkede sübyancılık olarak adlandırılır. Ancak ne yazık ki ülkem Afganistan’da bu canavarlar, zengin ve güçlü adamların hiddetinden korkan polis tarafından korunuyor.”

Dr. Sobhrang gazeteye verdiği röportajda “varlıklı bir kişi 10 kadar çocuğun sahibi olabiliyor” diyor. Çocukların efendisi olan köle sahipleri ellerindeki oğlanların güzelliği ve çokluğu ile övünebiliyorlarmış, çünkü kişi ne kadar zenginse o kadar çok ve güzel oğlanın sahibi olabiliyormuş…

Beşte ikisi 13-15 yaşlarında esir edilen ve hayat boyu köleci sübyancıların elinde kalan bu çocukların çoğu sonunda uyuşturucu madde bağımlısı oluyormuş.

 

Daily Mail’e konuşan Ali Batoor, aralarından biri hakkında hatırladıklarını şöyle anlatıyor:

“Feridun, kendisini tanıdığımda 13 yaşındaydı. Dayanabilmek için eroin kullanmaya başladı. O haldeyken bile dans etmesi için partilere götürülüyordu. Sonunda kaçtı. İzini bulamasınlar diye çok defa yer değiştirdi. Kabil sokaklarında dilencilik yapıyordu. Eğer hayatta kalabildiyse şimdi 18 yaşında olması lazım.”

 

bacha_bazi2
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

bacha_bazi3
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

 

Kadın ile erkeğin temasının kesinlikle yasaklandığı bu sosyal düzenin doğurduğu “oğlan oyunu” geleneği, Taliban rejimi sırasında yasaklanmış. Ancak Taliban’ın kontrolu yitirmesiyle yeniden başlamış.

 

Eşcinselliğin yasak olduğu Afgan İslamında bu gelenek eşcinsellik olarak nitelenmiyor. Zira bu adamlar ile oğlanlar arasında aşk ilişkisi yok. Bu yüzden dini açıdan bir sakınca olarak görülmüyor.

 

bacha_bazi6
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

Sağda üniformalı polisler, izleyici arasında.

 

Devlet görevlileri, polisler olaya seyirci kalıyorlar. Afganistan’da görev yapan koalisyon gücü askerleri “bu kadar tutucu bir ülkenin sokaklarında orta yaşlı adamlarla oğlan çocuklarının el ele dolaşmasını yadırgadıklarını” söylemiş olsalar da, ülkede bulunan Batılı güçlerin de bu sübyancılığa ses çıkardığı söylenemez.

Afganistan’da görevli Amerikan askeri onbaşı Geoffrey Buckley Jr. babasına, “Gece vakti oğlan çocuklarına tecavüz ediyorlar. Bize de onların çığlıklarını dinletiyorlar” demiş. Onbaşı Buckley daha sonra bölgede bir çatışmada vurulmuş ve ölmüş. Babasının anlattığına göre oğlu askeri yetkililere durumu şikayet ettiğinde ona görmezden gelmesi, bunun Afgan kültürünün bir parçası olduğu ve karışamayacakları söylenmiş…

 

UNICEF 2008 yılında Afganistan’daki sübyancılık hakkında bir rapor yayımlamış. Hatta 2009’da “oğlan oyunu” kurbanı çocuklar hakkında bir belgesel çekilmiş.

O Belgesel ödül kazanmış. Bu da bir başka belgesel… Ancak o tarihten beri çocukların hayatında değişen hiçbir şey olmamış…

 

2014 tarihli araştırmayı yöneten Dr. Soraya Sobhrang, “bacha bazi” geleneğinin hala yaygın şekilde sürdüğünü söylüyor ve devam ediyor: “Mesele o kadar sıkı gizleniyor ve kurtulan kurbanlar o kadar derin bir utanç yaşıyor ki, kaç çocuğun bu durumda olduğunu belirlemek imkansız. Belki 100, belki 500, belki de 1000 çocuk bu durumda…”

Dr. Sobhrang bu geleneğin ne yazık ki nesilde nesle aktarıldığını söylüyor. Onu doğrulayan örnekler yok değil.

2007’de Reuters haber ajansına konuşan “oğlan oyunu” dansçısı Ahmet, “Sahibimi seviyorum. Dansözlüğü, kadın gibi davranmayı ve sahibimle oynamayı seviyorum. Ben de büyüyünce onun gibi oğlan sahibi olacağım. Onları dans etmeye götüreceğim” demiş.

bacha_bazi4
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

bacha_bazi5
  • Facebook
  • Twitter
  • Google+
  • LinkedIn

 

Son söz olarak “ancak yine de umut var” diyor Daily Mail haberi…

Dr. Soraya Sobhrang‘ın yürüttüğü araştırma raporunun yayımlanması, yüksek makamları rahatsız etmiş. Din ve Adalet Bakanlıkları raporu dikkate almışlar. Tarih boyunca ilk defa adli makamlar “oğlan oyunu” meselesine eğilmiş ve polis bu işe karışanları tutuklamaya başlamış.

 

 

 

Not: Görsellerin ve haberdeki bilgilerin tüm hakları Daily Mail gazetesine aittir.

 

Author: Beril Cansever Devlet

[yazar] [ara sıra çevirmen] [çeyrek asırdır eğitimci]

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This