GÜNDEMİN GÖRMEDİĞİ MANŞETLER

TEHLİKELİ BİR ERKEKLER İTTİFAKI: ABE – ERDOĞAN – PUTİN

Alman “Die Welt” gazetesinin Tokyo muhabiri Sonja Blaschke, gazetesinin 16 ve 17 Aralık nüshalarında ilginç bir benzetmeye yer verdi. “Aşağılanan devlet adamlarının tehlikeli arkadaşlığı” adını taşıyan makalesinde “Japonya, Rusya ve Türkiye güç politikası kullanarak yeni bir küresel

siyasi akım oluşturuyorlar” diye yazdı ve devamında: Ortak arzuları olan geçmişteki aşağılanmaların intikamını almak, onları tehlikeli bir erkekler ittifakında birleştiriyor.

Haber şöyle devam ediyor: Türk Devlet Başkanı Erdoğan, Japon Başbakanı Şinzo Abe ve Rusya’nın Cumhurbaşkanı Putin, gözlemcilere göre yeni bir küresel siyasi akımın temsilcileri oldular. Hepsinin ortak yönü müstebit (baskıcı) olmaları, derin dini ve etnik aşırı milliyetçi köklere sahip olmaları, kültürel olarak farklılık göstermeleri ve geçmişteki gerçek veya varsayımsal aşağılanmalardan intikam alma arzusu ile yanmaları.

PUTİN – EKONOMİK KRİZ

Bir taraftan Batının ambargosu, diğer taraftan petrol fiyatlarının hızla düşmesi neticesinde Ruble, ABD doları karşısında nerdeyse yüzde yüz değer kaybetti. Merkez bankası faizleri % 17’ye çıkardıysa da bu pek kâr etmedi. Rus tüketiciler, rubledeki sert düşüşlere karşı önceden önlemini aldı. İthal ürünlerde fiyatların artacağı endişesiyle mağazalara akın eden Ruslar, kasaların önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Özellikle pahalı ürünler tercih edilirken, birçok Rus araba ve ev aletleri satın aldı.

Putin 18 Aralık’ta Moskova’da, yıllık mutat konuşmasında gazetecilerin sorularına üç saat cevap verdi. Rusya’nın Ruble kriziyle baş edeceğini, ayrıca bunun için kendini sorumlu hissetmediğini söyledi. Bazı tanıdık politikacılar gibi o da sorumluluktan kaçtı. “Ekonomimiz bu durumu aşacaktır. Ancak en kötü şartlarda durumun normale dönmesi iki yıl vakit alacaktır ”dedi.

Kırım’ın ilhak edilmesinin bu kriz ile bağlantısı olmadığını söyledi. Batının ayıya benzettiği ülkesinin, bu olmazsa başka bir bahane bulunarak hedef alınacağını iddia etti. Bu ayı vaktini bal ve böğürtlen yiyerek geçirmeyecek, icap ettiğinde dişleri ve pençelerini, yani nükleer gücünü de kullanacaktır şeklinde tehdit savurmaktan da kaçınmadı.

Putin’e beşinci kol ve muhalefete karşı yeniden baskı uygulanma hakkında ne düşündüğü soruldu. Verdiği cevapta ikisi arasındaki farkı bulmak zor dedi. Bu gibi söylemler şüphesiz ülkemizi de hatırlatıyordur. Kötü gidişi vurgulayan muhalifler istenmeyen şahıslardır. Muhtemelen yıkıcıdırlar ve yabancılarla işbirliği yaparlar.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlara Türkiye’nin de katılmasını istemesi konusunda, “Türkiye ile bölgesel konularda çok sayıda ortak çıkarımız var. Bu nedenle Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmekte kararlıyız ve geliştireceğiz” dedi.

Putin’in toplantısı devam ederken Almanya Parlamentosu’nda konuşan Bundeskanzler (Federal hükümet Başkanı) Angela Merkel ise Rusya’nın Avrupa Birliği ile Ukrayna konusunda diyaloğa girmeyi reddetmeyi sürdürmesi halinde yaptırımların “kaçınılmaz” olduğunu ifade ediyordu.

RUSYA’DAKİ KRİZ TÜRK FİRMALARINI SARSIYOR

Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, Rusya’daki krizin Türkiye’de birçok kanaldan hissedileceğini söyledi. Rusya’da yatırım yapan Türk şirketlerinin gelişmelerden etkileneceğini ifade eden Özilhan, Rusya’da işten çıkarma dâhil kimi tasarruf önlemleri üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Rusya’ya ihracatımız bu yıl yüzde 15’ten fazla gerilerken, turizmde Rus pazarı yüzde 35 daraldı. Uzmanlar, Rusya’nın etkisinin ağırlaşacağını söylüyor. Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı (AKİB) Ali Kavak, AA muhabirine Türkiye için önemli bir pazar olan Rusyada uzun zamandır süren sıkıntıların kendilerini de etkilediğini söyledi.

PEDIGA: İSLAM KARŞITLIĞI

Pediga (Patriotische Europäer Gegen die Islamisierung des Abendlandes), yani Batı Âleminin İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar Hareketi, Almanya’da ciddi olarak yayılmaya başladı.

Dresden’de 15 Aralık’ta Pediga hareketinin 15 bin sempatizanı İslam, Müslümanlar ve göçmenlere karşı bir gösteri yaptılar.

Bu hareketin değişik şehirlere de yayıldığı görülüyor. Hükümet bu konuda çaresizi oynuyor. Bazı gözlemcilere göre, seçmenler politikacıların kendileri ile ilgilenmedikleri kanaatine sahipler ve böylece seslerini duyurmak istiyorlar. Muhtemelen aşırı sağcılar İslam’ın adının karıştığı IŞİD veya Taliban terörü gibi olayların kendi ülkelerinde de olma ihtimalini çevrelerine duyurarak, haksız da olsa bir korku salıyorlar. Diğer taraftan Almanya’nın yurt dışındaki askeri faaliyetlerinden ve Rusya ile aralarının bozulmasından rahatsız bir üç bin beş yüz kadar kişi, geçen Pazar Devlet Başkanı Gauk’ın makamı önünde savaş aleyhtarı sloganlar attılar. Malum, Almanya Savunma Bakanlığı IŞİD’e karşı savaşacak birlikleri eğitmeye talip olmuştu.

 

PAKİSTAN’DA TERÖR

Pakistan’ın Peşaver şehrindeki bir askeri okula Taliban militanları bir saldırı düzenleyerek 140’tan fazla çocuk ve gencin ölümünde neden oldular.

Görgü şahitlerine göre, ağır silahlara donanmış altı militan sınıflara tek tek girerek oradaki öğrenci ve öğretmenleri öldürdü. Taliban sözcüsü, aileler acının ne olduğunu hissetsinler diye intikam kastı ile bu saldırıyı düzenlediklerini bildirdi.

Anlaşılan İslam adına çarpıştığını iddia eden bir örgün kendi soyundan ve kendi dininden olanlara bile acımasızca saldırabiliyor. IŞİD’den veya Boko Haram’dan da benzer uygulamalar gördük. Bunları duyan Batılıların ve dünya halklarının bu nevi terörü gerçekleştiren Müslümanlardan korkmaları da aslında içgüdüsel bir korunma tepkisi.

Kapak

Author: Nadir Devlet

Prof. Dr., Türk Dünyası tarihi ve uluslararası ilişkileri uzmanıdır. 20 ve 21. yüzyılda Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk halklarının geçmişi, bugünü, siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik yapıları üzerinde yoğunlaşmıştır.

Share This Post On

Submit a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Share This