VATAN BANA GÖRE NE
İnsanların kafası soyut kavramlar yüzünden devamlı karışır. Vatan, millet, din, namus, şeref, saygı, sadakat, aşk vb. gibi herkes tarafından farklı yorumlanmaya açık, soyut kavramlar birbirimizi anlamakta ekseri problem yaratırlar. Nerelisin? Memleketin nere? İçinden mi, dışından mı? Nerede doğdun? Türk müsün? Hayret, Müslüman değil misin? Yaşadığınız ülkede de yurt dışında da benzer sorularla karşılaşmanız kaçınılmazdır. En azından...
Sen neymişsin be Korona!
Bizde ne güven ne huzur ne iş ne ümit bıraktın be Korona. Kıs kıs gülüyorsun değil mi, seninle başa çıkamayacağız diye? Belki pek de haksız değilsin. Çünkü kendi ölmedikçe, kimse seni pek ciddiye almıyor. Vurdumduymazlık mı, cehalet mi, siyasetçilerin halkı yatıştırmak için yarı gerçek beyanda bulunmaları mı, tıpçıların her biri birinden parlak fikirlerle gelmesi mi, ilaç firmalarının aşıyı bulmak üzereyiz gibi beyanları mı bizleri...
65 YAŞI GEÇTİKTEN SONRA ÖLMENİZ GARANTİ, YAŞAYACAĞIM DİYE BOŞUNA UĞRAŞMAYIN!
Yöneticiler virüse şerbetli. Masalarının etrafında herkes maskeli iken onlar takmıyor. Şu şerbeti halka da dağıtsalar ya. İlginç bir açıklama yapıldı virüsten ölenlerin %93’ü 65 yaş üstü imiş ve yaş ortalaması 74,6 imiş. Şöyle kabaca bir hesap yaparsak ölen 4.648 kişinin 4326’sı bu kategoriye giriyor. Demek ki 65 yaş altında ancak 322 kişi ölmüş. TÜİK’in verilerine göre, 2019’da 7 milyon 550 bin 727 kişi yaşlı kategorisine giriyor....
YÖNETİMİN 65 YAŞ SENDROMU
Koronavirüs salgını ülkemizde iki aydan fazladır mevcut. Yetkililere inanmak gerekirse, mücadele başarılı oluyor, kısa sürede düzlüğe çıkacağız. Bu bildirilerle halk da coştu. AVM, pazar yerleri, caddeler (msl. İstiklal caddesi), ulaşım arterleri doldu taştı. Aralarında tıpçılar olan aileler bile birbirlerini ziyaret edip duruyorlar. Büyük sitelerde kafeler neredeyse faaliyete geçti, site yönetimi çalışanlarına maske vermediğinden,...
TEDHİŞ İLE İLGİLİ HATIRALARIM
11 yaşında idim ve Kurtuluş’ta iki katlı ahşap bir evin üst katında yaşıyorduk. Ben buradan her gün yürüyerek Şişli 19 Mayıs ilkokuluna gidip geliyordum. Yani 13 km. yolu bir saat veya daha fazla zaman harcayarak kat ediyordum. 1955 yılında 6 Eylül’de saat 20:00 sularında büyük bir bağırış çağırışla pencereye üşüştük. Baktık ki ellerinde koca sopalar olan bir çapulcu takımı “bayrak as, bayrak as” diye bağrışıyor ve cam-çerçeve...